27 Aralık 2015 Pazar

Konu Anlatımı:Dolaşım Sistemi, Destek ve Hareket Sistemi

DOLAŞIM SİSTEMİ
Hücreler yaşamlarını sürdürebilmek için beslenme, solunum ve boşaltım gibi faaliyetleri yaparlar. Vücudumuzdaki her bir hücrenin besin ve oksijen ihtiyacını karşılamak; metabolizma sonucu oluşan artık madde ve karbondioksitleri uzaklaştırmak için bir araya gelmiş organ sistemine dolaşım sistemi denir.

Dolaşım sistemi yapıları, tüm vücut organları arasında madde iletimini sağlar. Kanın kalpten pompalandıktan sonra vücudu dolaşıp tekrar kalbe geri dönmesine dolaşım denir. Dolaşım sistemimizi kalp, damarlar ve kan oluşturur. Kan sıvı olan bir karışımdır ve madde taşınması işlemini yapar. Kan damarları kan sıvısının organlara iletilmesini sağlar. Kalp kanın damarlarda akması için pompa görevi görür.
Dolaşım sistemi kan yolu ile;
» Hücrelere besin ve oksijen taşır.
» Vücudu mikroplara karşı korur.
» Hücrede oluşan atık maddelerin vücut dışına atılmasını sağlayan organlara (akciğer, böbrek) taşır.

KALP


Kanın damarlar ile vücudumuzun her tarafını dolaşmasını sağlayan kaslı organımıza kalp denir.

Kalp;
» Göğüs kafesi içinde ve iki akciğer arasında bulunur.
» Yumruk büyüklüğünde bir organımızdır.
» Kalbimiz iki kulakçık ve iki karıncık olmak üzere dört odacıktan oluşur.
» Üstteki kalp odacıklarına kulakçık, alttaki kalp odacıklarına karıncık denir.
» Kalbin soldaki odacıkları temiz kan, sağdaki odacıkları kirli kan doludur.
» Kalbin çalışması sırasında, akciğerlere çarparak zarar görmesini önleyen koruyucu zar ile çevrilidir.
Kalp Kasları : Kalbin duvarlarını oluşturur. Hızlı ve güçlü olarak kasılıp gevşer. İstemsiz (isteğimiz dışında) çalışır ve kanın damarlarda dolaşması için motor görevi yapar. Kalbin karıncıklarındaki kas tabakası, kulakçıklara göre daha kalın bir yapıya sahiptir. Bundan dolayı karıncıkların kanı pompalama gücü kulakçıklara göre daha fazla olur. Karıncıklar kanın vücut organlarına iletilmesini sağlar.

Kalp Kapakçıkları : Kulakçık ile karıncıklar arasında bulunur. Açılıp kapanabilme özelliğine sahiptir. Kalp çalışması sırasında, kanın karıncıktan kulakçıklara doğru geriye dönmesini önler.

Oksijen oranı yüksek olan kana temiz kan; karbondioksit oranı yüksek olan kana ise kirli kan denir. Temiz kan açık renkli, kirli kan ise koyu renkli olarak görünür. Alyuvarlarında oksijen bulunan kana temiz kan, alyuvarlarında karbondioksit bulunan kana ise kirli kan özelliğe sahiptir.

Kalbin Çalışması
Kalbin kulakçık ve karıncıkları sırayla kasılıp gevşerler. Kulakçıklar kasıldığında karıncıklar gevşer, karıncıklar kasıldığında kulakçıklar gevşer. Kalbin kulakçıkları kasıldığında kulakçıklar ile karıncıklar arasındaki kapakçıklar açılır. Kulakçıklardaki kan, karıncıklara doğru geçer. Kalbin karıncıkları kasıldığında kulakçıklar ile karıncıklar arasında bulunan kapakçıklar kapanır. Bu sırada karıncıklardan vücuda ve akciğerlere kan pompalanırken, kulakçıklara kan dolmaya başlar. Kalbin kasılıp gevşemesi dakikada 70 80 kez tekrarlanır. Kalp kasılıp gevşeme sırasında kısa bir süre (0.40 sn) dinlenir. Dinlenme sırasında bir sonraki kasılma için kimyasal enerji üretilmiş olur.

DAMARLAR
İçerisinde kanın dolaştığı boru şeklindeki yapılar kan damarlarıdır. Ağ şeklinde vücudun her tarafına yayılmış olup, madde taşınmasında görev alırlar. Vücudumuzda; yapısı ve görevlerindeki farklılığa göre, üç çeşit kan damarı vardır.
1)  Atardamar
Kalpten vücut organlarına doğru kan taşıyan geniş, esnek ve sağlam duvarlı damarlardır. En yüksek kan basıncı atardamarlarda, özellikle aortta bulunur. Genellikle kalpten organlara doğru oksijence zengin olan temiz kan taşırlar. Akciğer atardamarı kirli kan taşır. Akciğer atardamarı hariç, diğer bütün atardamarlarda temiz kan bulunur.
En büyük atardamar aort atardamarıdır. Aort atardamarı kollara ayrılarak bütün organlara temiz kan taşır.
2) Toplardamar
Organlardan toplanan kirli kanı kalbe getiren damarlardır. Fakat Akciğer toplardamarı temiz kan taşır. Vücut organlarından kirlenmiş olan, akciğerlerden ise temizlenmiş kanı da kalbe taşırlar. En düşük kan basıncı toplardamarlarda görülür. Bazı toplardamarların içinde atardamarlardan farklı olarak kapakçıklar bulunur. Bu kapakçıkların görevi kanın yerçekimi doğrultusunda geriye doğru akmasını önlemektir.
3) Kılcal Damar
Vücudun hemen her yerinde atardamarlar ile toplardamarlar arasında ağ şeklinde bulunan damarlardır. Kan ile hücreler arasındaki madde alış verişini sağlarlar. Kılcal damarlar incedirler. Bir atardamar ile bir toplardamar arasında yaklaşık olarak 400 tane kılcal damar bulunur. Kılcal damarlardan; oksijen ve besin hücrelere geçer, karbondioksit ve artık maddeler de hücrelerden kılcal damarlara geçer.
Dolaşım Şekilleri : Kalpten çıkan kanın organlara ulaşıp tekrar kalbe dönmesine kadar iki farklı dolaşım şekli görülür.

1) Büyük Kan Dolaşımı
Kalbin sol karıncığından çıkan temiz kanın, vücutta kirlendikten sonra kalbin sağ kulakçığına gelmesine büyük kan dolaşımı denir. Büyük dolaşımda kan akciğer dışındaki tüm organlara ulaştırılır. Bundan dolayı akciğer haricindeki her bir organ büyük dolaşımda görev yapar. Kalbin sol karıncığından çıkan temiz kan, aort atardamarı ile tüm vücuda dağılır. Kan içinde bulunan oksijen ve besin kılcal kan damarlardan hücrelere geçer. Hücrelerdeki karbondioksit ve artık maddeler de kana geçer. Kirlenmiş olan kan, kılcal damarlar ile organ toplardamarına ve ana toplardamar ile de kalbin sağ kulakçığına gelir.


2) Küçük Kan Dolaşımı
Kirli kanın kalbin sağ karıncığından çıkıp akciğerlerde temizlendikten sonra tekrar kalbin sol kulakçığına gelmesine küçük kan dolaşımı denir. Küçük dolaşımda kan, sadece akciğere gönderilir. Kirlenmiş olarak kalbe gelen kan, kalbin sağ karıncığından pompalanarak akciğer atardamarı ile akciğere götürülür. Burada temizlenen kan (oksijen oranı artan), akciğer toplardamarı ile kalbin sol kulakçığına getirilir.

KAN
Kalp ve damarlar içerisinde dolaşan sıvıya kan denir. Kan hücreler ve plazmadan oluşur. Hücreler sıvı olan kan plazmasında yer alır. Kan plazmasının yapısında % 90 oranında su bulunur ve akışkan bir yapıya sahiptir. İçerisinde besin, oksijen, karbondioksit, artıklar, tuzlar, hücreler, hormonlar ve antikorlar vardır.
Kan serumu, kanın sıvı kısmıdır. Kan serumu sindirilmiş besinleri ve oksijeni hücrelere taşır. Hücrelerde oluşan karbondioksit gazı ve zararlı maddeleri ise akciğer ve böbreklere taşır. Kan, vücut ısısının düzenlenmesinde ve organların mikroplara karşı korunmasında ve organlar arası kimyasal iletişimin sağlanmasında görev yapar.
Kanın yapısında değişik görevleri olan üç çeşit kan hücresi bulunur.

KAN HÜCRELERİ
1) Alyuvarlar:
» Alyuvarların görevi, akciğerden aldığı oksijeni vücut hücrelerine, hücrelerde oluşan karbondioksiti de akciğerlere taşımaktır.
» Kırmızı renklidir.
» Çekirdeksiz hücrelerdir. Başlangıçta çekirdeklidir fakat olgunlaştıklarında daha çok oksijen taşıyabilmek için çekirdeklerini kaybederler.
» Yapısında kana kırmızı rengini veren hemoglobin bulunur.
» Kanda en çok bulunan kan hücreleridir (1 mm3 kanda yaklaşık 5 milyon).
» Kemik iliğinde üretilirler.
» Yuvarlak, ortası çukur olan kan hücreleridir.

2) Akyuvarlar:
» Akyuvarların görevi mikroplara karşı vücudu savunmaktır. Akyuvarlar mikropların etrafını sarıp onları içine alarak veya özel salgılar üreterek yok ederler.
» Beyaz renkli olan kan hücreleridir.
» Çekirdekli hücrelerdir.
» Akyuvarlar, alyuvarlardan daha iri yapıda olup, sayıları ise daha azdır (1 mm3 kanda yaklaşık 7 bin tane bulunur).
» Hastalanma sırasında kandaki akyuvar sayısı artar.
3) Kan Pulcukları :
» Yapısında özel proteinler vardır ve kanın pıhtılaşmasında görev yaparlar. Damar kesildiğinde hava ile etkileşerek delinen damarın kapatılmasını sağlarlar.
» Çekirdeksiz ve çok küçüktürler.
» 1 mm3 kanda yaklaşık 300 bin tane kan pulcuğu vardır.

KAN GRUPLARI
İnsanlarda dört farklı kan grubu bulunur. Bunlar A, B, AB ve 0 kan gruplarıdır. Kan alış verişi aynı kan grupları arasında yapılır. Bunun yanı sıra 0 kan grubundaki kişiler diğer bütün kan gruplarına kan verebilirler. Bu nedenle 0 kan grubuna genel verici adı verilir. AB kan grubu ise diğer bütün kan gruplarından kan alabilir. Bu nedenle AB kan grubuna genel alıcı adı verilir.
Kan alış verişi için kan grupları dışında Rh faktörüne de dikkat edilir. Bu faktör, ilk olarak Rhesus (Resus) maymunlarında keşfedilmiştir. Bu nedenle maymunun adının ilk iki harfi ile isimlendirilir. Alyuvarlarında Rh faktörü bulunan kan Rh(+) faktörü, bulunmayan ise Rh(–) olarak adlandırılır. Rh faktörleri aynı olan canlılar birbirlerine kan verebilir.

LENF DOLAŞIMI
Vücudumuzda kan dolaşımına yardımcı olan organlar lenf dolaşımını oluşturur. Lenf sistemini lenf damarları ve lenf düğümleri meydana getirir. Lenf borularında dolaşan akıcı özellikteki sıvıya lenf denir. Lenf sistemi, kan damarlarından hücreler arasına sızan maddeleri toplayarak, tekrar kan dolaşımına kazandırır.
Lenf düğümleri vücudun mikroplara karşı savaşmasına yardımcı olan yapılardır. Lenf düğümleri kanı süzerek, mikropların etkisiz hale getirilmesinde görev yaparlar. Bademcikler birer lenf düğümüdür. Vücut, mikroplarla savaşırken bademcikler şişebilir. Vücutta bademcik gibi birçok düğüm vardır.
Dolaşım Sisteminin Sağlığı
Dolaşım siteminin sağlığını etkileyen en önemli dış etkenler, hava kirliliği ve sigaradır. Dolaşım sistemini olumsuz etkileyen zararlı alışkanlıklardan biri de alkoldür.
Çocuklukta geçirilen enfeksiyonlar ve bademcik iltihapları, zamanında iyi tedavi edilmezse kalp kapakçıklarını olumsuz etkiler ve kapakçıkların bozulmasına neden olur.
Kalp, damarlar ve kanda meydana gelen olumsuzluklar diğer organ ve sistemlerin çalışmasını doğrudan etkiler. Dolaşım sistemi hastalıkları kalp yetmezliği, kalp krizi, tansiyon, kalp romatizması, damar sertliği, varis, damar tıkanıklığı, AIDS, lösemi (kan kanseri), kansızlık, hemofili (kanın pıhtılaşmaması), gibi hastalıklardır.
Damar tıkanıklığının görüntülenmesi için yapılan tıbbı işleme, anjiyo adı verilir. Bazı damarların tıkanması sonucu, kalbin beslenmesi aksar. Böyle durumlarda, vücudun başka kısmında yer alan bir damardan, damar parçası alınır. Bu parça, kalpte tıkalı olan damarın yerine eklenir. Bu cerrahi işleme baypas ameliyatı denir.

Dolaşım sisteminin sağlığının korunması için, şunlar yapılmalıdır:
» Yeterli ve dengeli olarak beslenme
» Sigara, alkol ve uyuşturucudan uzak durma
» Stres ve aşırı yorgunluklardan uzak durma
» Düzenli olarak spor yapma
» Düzenli olarak doktor kontrolünde bulunma
» Aşırı kilo almadan uzak durma

DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ
Canlıların yer ve yönlerini değiştirme etkinliklerine hareket denir. Hareket tüm canlıların ortak özelliklerinden birisidir. İnsanlar konumlarını, yer ve yönlerini değiştirerek hareket edebilirler. İnsanlarda organlara destek olan, şekil kazandıran ve hareketi sağlayan vücut yapılarına destek ve hareket sistemi denir.
Destek ve hareket sistemi 3 kısımda incelenir:
» İskelet
» Kaslar
» Eklemler

İSKELETİN YAPISI VE GÖREVLERİ
Farklı şekil ve uzunluklardaki kemiklerin birbirlerine bağlanmalarıyla oluşan yapıya iskelet denir. Vücudumuzdaki iskelette yaklaşık 210 kemik bulunur. İskelet:

» Vücudun dik durmasını sağlar.
» Organları korur ve desteklik sağlar.
» Kaslara ve diğer organlara tutunma ortamı oluşturur.
» Vücuda şekil verir.
» Kaslarla birlikte vücudun hareketini sağlar.
» Vücudun ihtiyacı olan kasiyum, magnezyum ve fosfor gibi temel mineralleri depo eder.
» Kan hücrelerinin üretilmesini sağlar.
İskeletimizdeki kemikler yapı, şekil ve görünümlerindeki farklılıklara göre üç gruba ayrılarak incelenirler.
1) Uzun Kemikler
2) Kısa Kemikler
3) Yassı Kemikler

1) Uzun Kemikler : Boyları uzun olan silindirik görünümlü kemiklerdir. Boyu eninden fazla olan kemiklerdir. El, ayak, kol ve bacaklarda bulunan kemikler bu gruba girer. Vücudumuzdaki uzun kemikler;
» Ön kol kemiği
» Pazı kemiği
» Bacak kemiği
» Uyluk kemiği
» Kaval kemiği
» Baldır kemiği
» Parmak kemikleri

2) Kısa kemikler : Boyları kısa olan kübik şeklindeki kemiklerdir. Eni ve boyu birbirine yakın olan kemiklerdir. Vücudumuzdaki kısa kemikler;
» Omurgadaki omur kemikleri
» El ve ayak bileklerindeki kemikler

3) Yassı kemikler : Geniş yüzeyli, kalınlığı az olan, levha şeklindeki kemiklerdir. Vücudumuzdaki yassı kemikler;
» Göğüs kafesi
» Kalça kemikleri
» Kafatası kemikleri
» Çene kemiği
» Kaburga kemiği
» Kürek kemiği
» Diz kemiği
» Göğüs kemiği

KEMİĞİN YAPISI
Bir kemiğin yapısında kemik zarı, sarı kemik iliği, kırmızı kemik iliği, ilik kanalı, sert kemik doku, süngerimsi kemik doku ve kıkırdak vardır.


Kemik zarı : Kemiğin dışındaki beyaz renkli olan ince örtüdür. Kemik zarında canlı ve hızla çoğalabilen hücreler bulunur. Hücre çoğalmasıyla kemiğin enine büyümesini (kalınlaşmasını) kırılma ve çatlama durumlarında kemiğin onarılmasını sağlar. Yapısındaki damarlarla kemiği besler.
Süngerimsi kemik dokusu : Gözenekli, boşluklu ve süngersi yapıdaki kemik bölgesidir. İçindeki gözeneklerde kırmızı kemik iliği bulunur.
Sert kemik dokusu : Kemiğin en sağlam ve dayanıklı olan kısmıdır. Kemiğe özel şeklini kazandırır. Sert kemiğin ortasında sarı kemik iliği yer alır.
Sarı kemik iliği : Uzun kemiklerde bulunur. Bol miktarda yağ depolar. Kırmızı kemik iliğinin yetersiz çalıştığı durumlarda kan hücresi üretebilir.
Kırmızı kemik iliği : Kan hücrelerinin (Alyuvar, akyuvar ve kan pulcukları) üretilmesini sağlar.
Kıkırdak : Uzun kemiklerin eklemlere bakan kısmında bulunan esnek yapılardır. Hareket etme sırasında kemik başlarının aşınmasını önler. Büyüme sürecinde uzun kemiğin boyuna doğru büyümesini sağlar. Bundan başka burun ucu, soluk borusu ve kulak kepçesinin yapısında da kıkırdak bulunur. Soluk borusundaki kıkırdak halkalar soluk borusunun sürekli olarak açık kalmasını sağlar.

EKLEMLER
Kemikleri birbirine bağlayan yapılara eklem denir. İskeletteki 210 kemik birbirine bağlanarak iskeletin oluşmasını sağlar. Eklemler bulundukları yere göre, esnekliklerine ve kemiklere kazandırdıkları hareket yeteneğine göre üç gruba ayrılır.
1) Yarı Oynar Eklem
Bağladığı kemiklerin dar açılarda ve sınırlı hareketler yapmasına imkan sağlar. Yarı oynar eklemler bel, sırt ve boyun omurları arasında bulunur. Omurganın sağa sola veya öne arkaya bükülebilmesine bu eklemler olanak sağlar.
2) Oynamaz Eklem
Çevresindeki kemikleri birbirine çok sıkı olarak bağlar. Bağladığı kemikler arasında girinti ve çıkıntı bulunur. Bu çeşit eklemlerde eklem sıvısı yoktur ve kemiklerin hareket etmesine imkan vermez. Kafatası ve kuyruk omurlarında bulunur.
3) Oynar Eklem
Bağladığı kemiklerin kolay ve çok çeşitli hareketler yapmasına imkan sağlar. Kemikler arasında eklem boşlukları bulunur. Eklem boşluklarında, kemik hareketini kolaylaştıran eklem sıvısı vardır. Vücudumuzdaki oynar eklemler genellikle kol ve bacaklarda bulunur. Omuz eklemi, kalça eklemi, dirsek eklemi, parmak eklemleri, bilek eklemi, çene eklemi ve diz eklemi bu gruba girer.

KASLAR
İskeleti sararak, vücuda asıl şeklini veren dokuya kas denir. Kaslar, kas teli adı verilen ince liflerden oluşur. Kas hücreleri kasılıp gevşeme özelliğine sahiptir. Kasların etkinliği hareket etme ve bedensel iş yapılmasını sağlar. Kasların çalışması ise sinirlerle kontrol edilir. Kaslar çalışma biçimlerine ve bulundukları yere göre farklılık göstermektedir. Vücudumuzda üç çeşit kas grubu vardır.
1) Çizgili Kaslar
İskeletimizi saran ve isteğimizle çalışan kaslardır. Kasılmaları güçlü ve etkilidir. Hızlı kasılırlar ve bir süre sonra da yorulabilirler. Boyun kasları, kol kasları, bacak kasları, parmak kasları ve göz kapağı kasları isteğimizle çalışan kaslardır.
2) Kalp Kası
Kırmızı renkli olan kaslardır. Çizgili kas yapısında olan ve düz kas özelliğinde çalışan kaslardır. İsteğimiz dışında çalışırlar. Kalp kasları; güçlü, hızlı ve ritmik biçimde kasılır. Kalp kasları uzun süreli olarak çalışırlar ve çalışması sırasında da yorulmazlar. Kalp kasları kalbin yapısında bulunur ve kalbin çalışmasını sağlar.
3) Düz Kaslar
İç organlarımızdaki beyaz renkli olan kaslardır. İsteğimiz dışında çalışırlar. Çalışmaları yavaştır. Kasılmaları güçsüzdür. Uzun süreli olarak çalışırlar ve zamanla yorulmazlar. Mide kasları, bağırsak kasları, damar kasları, yemek borusu kasları, idrar kesesi kasları ve göz bebeği kasları bu gruba örnektir.

Kasların Çalışması
Kemiklerin hareket edebilmesi için kemik çevresindeki iki veya daha fazla kasın birbirine zıt olarak hareket etmesi gerekir. Kasların sadece çekme özelliği vardır. Hareketi sağlayan kaslar vücudumuzda çiftler olarak etkinlik gösterirler.
Bazı kaslar aynı yönde bazıları ise zıt yönde etkinlik gösterirler. Kol, bacak ve parmağımızda bulunan kaslar zıt yönde etkinlik gösterirler.
Örneğin, elimizdeki kaşığı ağzımıza götürmek istediğimizde kolumuzdaki iç kaslar kasılır, dış kaslar ise gevşer. Bu hareketin tam tersini yapmak istediğimizde de iç kaslar gevşer, dış kaslar kasılır.

Yalnız kemikleri değil deriyi hareket ettiren kaslarda vardır. Göz kapağı kasları, dudak kasları ve yüz kasları deriyi hareket ettiren kaslara örnektir.




KAYNAKLAR:
http://www.sanalokulumuz.com/destek-hareket-sistemi-6sinif/246




1 yorum:

  1. The Best Slots | Casino Roll
    The best slots at Casino Roll. If aprcasino you love table games, to play 1등 사이트 blackjack, goyangfc.com you have to bet twice for the 출장안마 dealer to win. The casino-roll.com dealer must

    YanıtlaSil